Küçüklüğümden beri bildiğim bir masaldı, Alaaddin’in Sihirli Lambası… İlk kaç yaşımda okumuştum, hatırlamıyorum ama diğer birçok çocuk gibi ben de ne dilerdim diye düşünmekten alıkoyamamıştım kendimi. Masallar gerçek olur mu, yoksa her masal zaten bir gerçeğin fantastik kurgusu mudur, bilemiyorum ama Alaaddin’in Mavi Cin’i çıkmıştı karşıma. Köyde olağan bir sabahtı, güneşli, güzel bir gündü. Köpek dostum Mira’yla birlikte yürüyüşe çıkmıştık ormanda. Çalılıklardan mavi bir bulut belirdi önce, giderek belirginleşmeye başladı. İkimizde sessizce dikkat kesilmiştik, hayretle izliyorduk olup biteni. Masmavi bir peri gibiydi, yemyeşil sevgi dolu gözleri ve sürekli gülümseyen bir yüzü vardı. “Alaaddin’in Dilek Perisi’yim ben, 4 dilek hakkın var, dile benden ne dilersen?” dedi. Düşündüm bir süre, çünkü insan bunu hayal ederken çok basit olabilirdi, ama bunun gerçeğe dönüşeceğini bilerek cevap vermek o kadar da kolay değildi.
Son olarak, uzak bir coğrafyada savaşmak için güçlü ve sağlam pusulalara ihtiyaç vardır. Çünkü hem coğrafyayı bilmiyorsunuzdur hem de güçlü bir amacınızın olması gerekir. Bu amaç, muğlak ve örtülü (gerçeklerden arındırılmış) olmamalı. Yoksa pusulanız yetersiz kalır ve kendinizi dehşetin içinde bulursunuz. Amerikan deniz piyadeleri savaş boyunca “bu savaşın onların savaşı olmadığını” duyumsayacaklar ve pusulalarının bozuk olduğunu fark edeceklerdir. Böyle bir durumda onları bu coğrafyaya gönderenlerdir asıl deliler. Dehşeti yaşamak da askerlere düşmüştür. Apocalypse Now ...
Ani shomea bir şifa töreninden sonra yazılmıştır. Törende kalpleri iyileştirmek ve arındırmak amacıyla şarkı söyleyen şaman kadınlarının sesinden esinlenilmiştir. Ve İbranice dilindedir.
1987'de Ankara'da doğdu. Hacettepe'de İngilizce öğretmenliği okuyup Anadolu Üniversitesi'nde Sinema Televizyon yüksek lisansına başlayıp bitiremedi 🙂 Üniversite'de başladığı tiyatro yolculuğu yaklaşık 14 yılda onlarca oyunla sürüp sona ermiştir. Şimdilik. Bununla birlikte yeni ifade yolu arayışlarına girerek yazma çizme işlerinin öğrencisi olmak istemektedir. Ve yine şimdilik kendi kendinin öğretmeni ve öğrencisidir.
Bizim içinde bulunduğumuz evrenin, başka bir evrenin bir gezegenindeki bir bulutun içindeki bir su damlası olabilmesi fikrini çok ilgi çekici, nöron canlandırıcı ve mümkün...
Neoliberalzim ile insan hakları anlayışının siyasi ve medeni haklar bağlamında uyuştuğu görülürken, ekonomik ve sosyal hakların birey özgürlüğünü olumsuz etkileyecek bir devlet formu getireceğini savunan noeliberal görüş, bu haklar bağlamında insan hakları anlayışının dışına çıkar. Neoliberal özgürlük anlayışı ile insan haklarının özgürlük anlayışı birbirinden farklıdır. Neoliberal anlayışta kapitalist şirketlerin özgürlüğü bireylerin özgürlüğüne ve insan haklarının ekonomik ve sosyal kısımlarına yeğ tutulmaktadır.
Lilith’in savunmasıyla başlayan film Leyla’nın ölümsüz Lilith’e dönüşmesi ve bize hikayesini anlatmasıyla son buluyor. Ne yaparsa yapsın şeytanlaştırılmaktan kurtulamayan Lilith bir de böyle deneyeyim, erkeklerin istediği gibi olayım diye domestik rolleri kabul etmiş,
evinin kadını olmaya razı gelmiştir. Ancak böyle yaptığında da yine sonuç aynıdır. Oğlu bile onun düşmanı olarak karşısındadır. Neden? Oğul da bir erkektir de ondan.
Bazen yapmamalı ve durmalıyız ki yeniden harekete geçmek için güç toplayalım, bazen yüklerimizi boşaltmalıyız ki yeni fikirler, hayaller için bahçemizde yer açılsın, bazen ölmeliyiz ki yeniden doğabilelim, bazen susmalıyız ki doğru zamanda doğru şeyler söylemek, kelâm etmek için alan açılsın...