Yazan: 11:22 am
Kategori: Edebiyat, Sanat

Tahmini okuma süresi: 2 dakika

BALON

Ağzımın içinde onca laf,
ayakkabımın altında dünyanın tozu,
elimde bir balon,
başka türlü bilmem,
bilmem nasıl geçilirdi bu kapıdan.

BALON

Bak bu balonun etrafına ip dolanarak avize yapılabiliyor biliyor musun ?

Hayır hayır bu değil tabi ki derdini edindiğim şey. Lakin her laf da ağızdan öyle kolay çıkmıyor. Bazısı hele aman hiç çıkmasın

İşte onlar çıkmasın diye halihazırda bulundurman gereken, tıpa göreviyle mükellef bir kaç laf edinmek lazım.

“Az önce nefesini verdiğinde gördüm, şu tarafa doğru gittiğini, o tarafa gitmek istedim ben de nefesim önde ben arkada”, lafını etme mesela. Deli olursun, aşık olursun, okb veya adını telaffuz edemediğim çeşitli diğer bozukluklar.

Onun yerine işte, al şu balonu, otur ip sar, tutkalla, kurut, kuruyunca balonu patlat, al sana hasırdan bir avize. kendin yaptın onu, bravo. Yuvarlak hayal ettin biraz yumurta gibi oldu ama, olsun. Senin canın sağolsun.

Ve böylelikle ucundan bucağından geçmeden ne hissimin ne de düşüncemin bu kadar lafı koymuş oldum yan yana.

Diyorum ki,

ışıklar, renkler, kapılar ve ardında denizler,

yollar, yol almalar, yolculuklar,

olmalar, olmamalar, bir türlü olamayanlar

gitmeler ve gelmeler

cevap vermen gereken o önemli soruları dinlerken dikizlenen karo taşları

elinin gidip geldiği kapı kolları

gitmeler ve gelmemeler

ışığın tersten,

ışığın düzden vurması

zamanın bir ileri bir geri akması

gelmeler ve gitmeler

Edip Cansever’in bir kitabı

saat üç, saat dört güneşin hep aynı yerde durması

Devrilen saksıyı kimsenin kaldırmayacağını bilerek senden başka,

yine de üç gün beklemen.

~~~ ~~~ ~~~

Bazı laflar hiç edilmeyecek gibiyken,

yine de konuşacak bir şey bulman

misal,

mercimek çorbası hakkında

Soğanlısı mı daha makbul salçalısı mı ?

İrisinin bir hareketinden de heyecanlanman,

o da beni özlediğini mi söylemek istedi soğanları rendelemekten bahsederken ?

~~~ ~~~ ~~~

Öyle ya,

soğanı rendelemek var, rendelemek var…

ne erken, ne geç

küçücük bir,

süslü bir,

yahut dev bir aynada,

kendine bakıp,

kendine bakan bir kapının kolu gibi,

Kendine açılan bir kapının kolu gibi

yollar, yol almalar, yolculuklar,

ışıklar, renkler, kapılar ve ardında denizlere,

kendine, kendine doğru

gelmeler ve gitmemeler

~~~ ~~~ ~~~

Ağzımın içinde onca laf,

ayakkabımın altında dünyanın tozu,

elimde bir balon,

başka türlü bilmem,

bilmem nasıl geçilirdi bu kapıdan.

05.07.20

(Visited 46 times, 1 visits today)

Last modified: Temmuz 20, 2020

Kapat
error: İçerik Korunmaktadır / Content is protected !!