Yazan: 4:27 pm
Kategori: Edebiyat, Sanat

Tahmini okuma süresi: 2 dakika

Şiir Sarnıcı ~ 11. Sayı

Şiir Sarnıcı ~ 11. Sayı

Şiir Sarnıcı (Ocak-Şubat-Mart)

Edebiyatta Algı Yönetiminin Yeri ve Etkisi

Bizi, yalnız biz okuyorsak ne anlamı var? Birbirimizi biliyoruz zaten. ‘Körler sağırlar birbirini ağırlar’ tadında bir döngü. Önemli olan yazının, halk katmanlarına ulaşmasıdır. Örneğin yazın dergileri ne kadar okunuyor, diye sorsak, hemen hemen herkes karamsar bir yanıt verecektir. Okumayanı anladık, tat almıyor okumaktan. Yazanlar, bu tadı tattıramıyor olabilir mi? Etki ve tepkiler, verilen ve alınanlar; atbaşı giden hilesiz bir dengedir. Salt okumayanı değil, diğer taraftan okunacak nitelikte yapıt üretilip üretilmediğini sorgulamak gerekmez mi?

Şiir kitapları satmıyormuş. Okur, okumaya değer bir şey bulamadığından olabilir mi? Biraz da bu açıdan bakalım mı konuya? Eleştirilmekten, sorgulanmaktan, öğretilmekten korkan yanımız oldukça güçlüdür. Yanı başımızdaki bilgiyi özümseye özümseye edinmek yerine adı belli birilerini ya da yabancı isimleri mutlak kaynak sayıp sorgusuz kabullenirsek gelir bir yerde tıkanırız. Bu yüzden, sorgulamaya kaynaktan ve günümüzde üretilen yapıtlardan başlamak gerek, diye düşünüyorum. Bunları sorgulamanın yeri salt dergiler değil elbet.

Şiir Sarnıcı; yalnızca biz bizi okumayalım, yurt dışında yaşayanlar dahil herkes okuyabilsin; bizden farklı düşünenlerle diğer ülkelerin vatandaşları okuyabilsin; özellikle gençlere yazın dünyasına küçük adımlar atma olanağı verilebilsin amacıyla kurulmuştur. Karşılık beklemeksizin verilen bunca emek, sosyal yaşamın bir yerlerine ve insana dokunsun istiyoruz. Varılmamışa varsın diye çabalıyoruz. Yayın kurulumuz, yurt içi-yurt dışı temsilcilerimiz dahil yapıtlarıyla katkı veren tüm yazar ve şairlerimiz, gönüllü sanatseverlerdir. Ücretsiz, tüm dünyada dolaşımda olan, her dilde okunabilen, yüzlerce e-posta adresine gönderilen, sosyal medya hesaplarından kolayca ulaşılabilen bir derginin amacı, başka ne olabilir?

Şiir Sarnıcı

Alışılmışlıkları, öğrenilmişlikleri bir yana bıraksak, insanlık sofrasından yaşama sağduyuyla baksak, nasıl bir sonuca ulaşırız, sormalıyız. Edebiyatta deneyim ve bugüne kadarki kazanımlar son derece önemlidir. Bunların üzerine bir şeyler koysak daha güzel olmaz mı? Örneğin şiire, farklı bir açıdan baksak mı? Dilsel şiddet içeren bir şiiri, estetik bilimi verileriyle sorguladığımızda nasıl bir sonuç alırız, araştırsak. Kanımca bildiklerimiz yıkılmaz, şiirin yanına kattığımız amaç dışı beklentiler çökmez, tam tersi yeni bilgiler ortaya çıkar.

11. sayımızın dosya konusunu, ‘Edebiyatta algı yönetiminin yeri ve etkisi’ olarak belirledik. Yazınımızda tartışılmaya değer bir konudur. Bunu seçmemizin nedeni, edebiyat dahil tüm sanatların algı güdüleme gereci olarak kullanılmaması gerektiğine inanmamızdır. Bilinçli ya da bilinçsiz algı güdülemeye yönelen bir edebiyatın, sanat olmaktan uzaklaşacağı kanısındayız. Ayrıca bu konu, salt dergilerde değil; akademik düzeyde de tartışılması gereken ayrıntılı bir süreçtir.

Bireyler değişiyor; algı biçimleri de değişiyor. Buna koşut olarak toplumların yönelimi de değişiyor. Gençlerin birey olma bilinci ve özgürlük algısı, genel olarak kırklı yaş üstü kişilerin yaklaşımından oldukça farklıdır. İyi yönde evriliyor. Yazar ve şairler de genç kuşağın algı biçimlerine karşı yönelimini ve kabuğunu değiştirmelidir. Dayatma, ikna etme, inancını aşılama, öğretisini kabul ettirme çabasını, hor görme ve aşağılama gibi dilsel şiddeti bir yana bırakmalıdır günümüz yazarı. Bu tür eylemler, sanatsal bir metinde zaten felsefesi gereği olmaması gerekenlerdir. Görüşünü kabul ettirmeye ve bu bağlamda toplumu şekillendirmeye kendisini adamış yazar/şairler, yukarıdaki tümceleri anlamsız bulabilirler. Çünkü görüşünü ya da inancını dikte etmeyi, kutsal görev ya da erdem sayarlar.

Kabullendiği inancı veya öğretiyi süsleyip okurunun düşüncesinde yaşama geçirmeyi erdem saymak, günümüzde üzerinde düşünülmesi gereken ayrı bir tartışma konusudur. Burada şu soruyu kendimize sormalıyız: Yazarın edebiyat aracılığıyla algı güdülemesine soyunması, birey hakkına saldırı olarak düşünülebilir mi?

Derginin geri kalanına buradan ulaşabilirsiniz.

Esenlikle, mutlu günlerde okumanız dileğiyle.

(Visited 63 times, 1 visits today)

Last modified: Şubat 6, 2022

Kapat
error: İçerik Korunmaktadır / Content is protected !!