Yazan: 2:49 pm
Kategori: Sağlık, Sanat, Sinema

Tahmini okuma süresi: 3 dakika

Duygusal İhtiyaçlarımız Karşılanamadığında: Geştalt Terapi Yaklaşımıyla Kulüp

Gestalt terapi

Terapi odasındaki çalışma pratiğimde Şema Terapi ve EMDR ile çalışıyor olsam da farklı terapi ekollerini takip etmeyi ve okumayı çok seviyor, gerekli durumlarda buralardan öğrendiklerimi seanslara dahil etmeyi önemli buluyorum. Bugün Netflix Türkiye’nin yerli yapımı olan Kulüp dizisini Geştalt Terapi yaklaşımının kavramları ışığında gözden geçirmek istiyorum. 

Öncelikle bir miktar Geştalt Terapi’den bahsetmek istiyorum. Bu noktada, bu terapi yöntemi ile ilgili lisans ve yüksek lisansta bu yaklaşıma değindiğimiz derslerin haricinde herhangi bir eğitim almadığımı, Gestalt terapi yaklaşımı ile çalışan Psikoterapist Eda Kurtuluş’un podcastleri, farklı kişilerden dinlediğim konuşmaları ve özellikle de Psikoterapist Miray Şaşıoğlu’nun yeni çıkan kitabı Yeni Hayat için bir Anahtar’dan aldığım destek ışığında yazımı tamamlıyor olacağım.

Geştalt Terapi, humanistik ve varoluşsal ögeleri içinde barındıran bütünsel bir yaklaşımdır. Bireysel ihtiyaçlara ve ihtiyaçlar doğrultusunda ortaya çıkan bireyin kendini gerçekleştirme arzusuna odaklanır. Tüm duyguları, iyi ya da kötü şeklinde kategorize etmeden yaşamanın önemli olduğunu vurgulayarak yaşanan duyguyu bastırmadan ya da ondan kaçmadan vermek istediği mesajları anlamaya yönelir. “Tamamlanmamış işler” ve “ihtiyaç döngüsü” kavramları ise, Geştalt yaklaşımında en sevdiğim kavramlardan. Kulüp dizisini özellikle bu iki kavram üzerinden ele almaya çalışacağım. Buradan sonrası spoiler içeriyor olacak, diziyi bitirdikten sonra dönüp okumaya devam etmek isteyebilirsiniz.

İhtiyaç Döngüsü ve Tamamlanmamış İşler

Yaşamımıza devam edebilmek için her an fiziksel ya da duygusal ihtiyaçlar içinde oluruz. Yemek yemek, uyumak, barınmak temel fiziksel ihtiyaçlarımızken; sevgi, saygı, güvende hissetmek, ilişki içinde olmak, anlaşılmak, eğlenmek, dinlenmek, öğrenmek ise duygusal ihtiyaçlarımızın oldukça küçük bir kısmına dair örneklerdir. Her bir ihtiyaç belirdiğinde bir döngünün süreci başlar. İlk olarak ortaya çıkan ihtiyacı gidermek hedef haline gelir ve kişi harekete geçer. İhtiyacın karşılanması için doyuma ulaşmak gereklidir. Miray Şaşıoğlu, Yeni Hayat için bir Anahtar kitabında ihtiyaç döngüsünün, duyum, farkındalık, harekete geçme, hareket, temas, doyum ve geri çekilme şeklinde aşamaları olduğunu söyler. İhtiyaç döngüsü tıkandığında ise tamamlanmamış işler ile başbaşa kalırız.

Geştalt Terapi Yaklaşımıyla Kulüp Dizisi Karakterleri

Kulüp dizisinde, birçok karakterin ihtiyaç döngüsünde tıkanmalar olduğunu söylemek mümkün. Matilda, hapse girmesiyle birlikte arkasında kızını ve çözülmemiş birçok meseleyi bırakmış; Rachel, babası ile ilişkisini henüz başlatamadan sonlandırmak zorunda kalmış; İsmet  babasıyla olan ilişkisinde neredeyse hiçbir zaman duygusal ihtiyaçlarını karşılayamamış; yine benzer şekilde Selim, babasının onayını ve sevgisini alamayarak hayattaki en önemli destek kaynaklarından mahrum kalmış; Çelebi ise Matilda’ya karşı hissettiklerini söyleme fırsatı dahi bulamamış. Dolayısıyla, neredeyse her bir karakter için doyuma ulaşılamayan ve tamamlanamayan bir mesele olduğunu görebiliyoruz. 

Özellikle Çelebi’nin hikayesinde, Matilda’ya karşı hissettiği sevgi, özlem, birlikte olma ihtiyacını dile getirmediğinde, sevginin tam tersi şekilde kızgın, asabi, tahammülsüz bir ruh halinde ve hatta tüm kadınlardan intikam alır bir tavırla hayatını sürdürdüğünü görüyoruz.

Şaşıoğlu (2022), “İşte buralar bazen ihtiyacımıza duyarsızlaştığımız, bazen adını koyamadığımız, bazen koysak bile karşılamaya hak görmediğimiz ve izin vermediğimiz, bazen ihtiyacımızı karşılamak için bir türlü uygun hareketi yapamadığımız, bazen ihtiyacımızla tam bir temas yaşayamadığımız ya da doyup geri çekilemediğimiz yerlerdir.” diye yazıyor kitabında (sy.98). Ve ekliyor, “İhtiyacımız başka, davranışımız başka şey söyler. Bu da içimizde ve dışımızda çatışmalara yol açar. Mesela temas kurmak istediğimiz kişiye küsüp, içimizdekileri söylemeden bizi anlamasını, biz söylemeden yakınlık ihtiyacımızın karşılanmasını bekleyebiliriz.” (sy. 98) Tamamlanmamış işler kavramı için ise bu durumu Şaşıoğlu kitabında şöyle açıklıyor, “… bir kişi başka bir kişiye karşı incinmiş, kızgın ya da içerlemiş hissediyorsa ve bu duyguları bir şekilde dile getirmediyse ya da yaşanmalarına izin vermediyse, deneyim tamamlanmadan kalır.” (sy.120)

Duygusal İhtiyaçlarımız Karşılanamadığında: Geştalt Terapi Yaklaşımıyla Kulüp

Dizinin son sahnelerinde Matilda’nın Çelebi’ye sarılmasıyla birlikte Çelebi’nin yıllardır üzerinde taşıdığı o katılığını nasıl terk edip yumuşadığını görebiliyoruz. Ve yine son sahnelerde görüyoruz ki Matilda, Rachel, Selim ve Çelebi bir masa etrafında toplanarak bir arada umut, sevgi, huzur, birliktelik ve aidiyet gibi duygusal ihtiyaçlarını karşılayabildikleri bir noktada buluşuyorlar. Tam da burada “seçilmiş aile” tanımı yapılıyor. Herbiri içine doğdukları ailelerinde karşılanmasını diledikleri fakat karşılanamayan ihtiyaçlarını birbiriyle birlikte olmayı seçerek, birbirine sarılarak karşılıyor, fiziksel ve duygusal temasa izin vererek doyuma ulaşıyor.

(Visited 284 times, 1 visits today)

Last modified: Şubat 27, 2022

Kapat
error: İçerik Korunmaktadır / Content is protected !!