Yazan: 12:46 am
Kategori: Toplum & Hukuk

Tahmini okuma süresi: 4 dakika

BELKİ DE HEPİMİZ DELİRMELİYİZ !

Peki o halde, diyelim ki hepimiz deliyiz. Bunun suçlusu kim? Bence bu sistemde hepimiz delirmeliyiz. Ama delirmeyeceğiz. Mücadele edeceğiz !

BELKİ DE HEPİMİZ DELİRMELİYİZ

Belki de hepimiz delirmeliyiz !

İran’daki son olayları takip ediyor musunuz bilmiyorum. Kadınlar, başörtüsü yasalarına ve ahlak polisine karşı çok cesur bir direniş içindeler. Son yıllarda sayısı artan hem toplu hem de bireysel direnişlerle Jin, jiyan, azadi yani “Kadın, yaşam, özgürlük” sloganıyla yaşam haklarını ve özgürlüklerini korkunç diktatör rejiminden geri almaya çalışıyorlar.


Tahran’da İslamı Azad Üniversitesi’nde, kadın bir üniversite öğrencisi, ahlak polisiyle girdiği üniversitelerde takılması zorunlu kılınan başörtüsü tartışmasının şiddetlenmesi üzerine protesto için kıyafetlerini çıkardı. Başka bir habere göre ise ahlak polisi, tartışma sırasında kadının kıyafetlerini çıkardı. Konu İran olunca doğru bilgiye ulaşmak, özellikle bu “ahlak kuralları” ile ilgiliyse, neredeyse imkansız. Bana göre olayın tam olarak ne olduğu pek de fark etmiyor.

BELKİ DE HEPİMİZ DELİRMELİYİZ !
İranda Soyunma Eylemi

Basij, İran’da Devrim Muhafızları Ordusu’na bağlı, protestoları bastırma, İslamî değerleri yayma ve üniversitelerde rejim yanlısı faaliyetler düzenleme gibi görevler üstlenen yarı-askeri gönüllü bir güçtür. Kısaca ahlak polisi de diyebiliriz. Kadın öğrenci birkaç dakika içinde Basij mensupları tarafından tutuklandı.


Çoğumuzun bunu hayal etmesinin zor olduğunu biliyorum, ben de dahil. Ama en azından çabalayalım. İran’da olduğunuzu hayal edin. Üniversitede başörtüsü zorunluluğu var. Kalabalıktasınız ama görüşünüzde yalnızsınız. Karşınızda ahlak polisi. Hangi ahlak? Ataerkinin ahlakından bahsediyoruz burada; insanı, canlıyı, doğayı koruyan ahlaktan değil. Kadının şarkı söylemesini bile yasaklayan bir ahlaktan söz ediyoruz. Bu durumda, tamamen tek başınızasınız. Etrafınızdaki insanlar hem korktukları için hem de beyinleri bu hasta ahlak algısıyla yıkandığı için size destek olmuyor. Tepki olarak kıyafetlerinizi çıkarmanız onların gözünde itaatsizlik. Ahlak polisiyle tartışmak dahi sizi ölüme götürebilir. 2022’de 22 yaşında İranlı Kürt bir kadın olan Mahsa Amini, zorunlu başörtüsüne karşı çıktığı için tutuklanmıştı ve nezarette işkence edilerek öldürüldü.


Peki üniversitede yaşanan olay nasıl mı bitti? Hiç kimse kadının nereye götürüldüğüne dair düzgün bir bilgi alamadı. Amnesty International yaptığı açıklamada, kadının “adı açıklanmayan bir psikiyatri hastanesine götürüldüğüne dair raporların son derece endişe verici” olduğunu belirtti ve İran yetkililerinin, zorunlu örtünmeye karşı gelmeyi “tedavi edilmesi gereken akıl hastalıkları” ile eşdeğer gördüklerini daha önce belgelendiklerini ekledi. İran hükümeti, öğrencinin “psikolojik hassasiyet” yaşadığını ve ailesinin isteği doğrultusunda bakım altına alındığını iddia etti. Ancak, aktivist gruplar ve tanıdıkları, öğrencinin cesur bir şekilde ifade özgürlüğü için harekete geçtiğini ve zihinsel olarak sağlıklı olduğunu savunuyor. Yani protesto eden kadın öğrencinin ailesi, kızlarını ölüm cezasından kurtarabilmek için psikiyatri raporu almaya zorlandı. Olayın görüntüleri sosyal medyada yayılırken, kadın öğrenci İran’da kadın hakları mücadelesinin simgelerinden biri haline geldi.

Devletler için akli dengesi yetersiz raporu vermek oldukça kolaydır. Bu raporlar genelde bir heyet tarafından verilir ve heyette bir tane psikiyatri hekimi bulunur. Akli dengesi yetersiz raporu alan bir vatandaş, mal edinemez, banka hesabı açamaz ve herhangi bir resmi işlem yapamaz. Kısaca, varlığı buharlaştırılır. George Orwell’in ünlü distopyasında dediği gibi: “Buharlaştırılır.” Öldürmezler ama bir hayat da vermezler.

BELKİ DE HEPİMİZ DELİRMELİYİZ !
BELKİ DE HEPİMİZ DELİRMELİYİZ !

Başka bir haber daha: İran’daki çok “ahlaklı” otoriteler, başörtüsü zorlamasına direnen ya da ahlak polisiyle tartışmaya giren kadınlar için rehabilitasyon klinikleri açmayı tartışıyor. “Bilimsel ve psikolojik başörtüsü çıkarma tedavisi” sunacaklar.


Bu konular her konuşulduğunda aklıma şu gelir: Ataerki için bir kadına “deli” demek ne kadar kolaydır. Ataerkil devlet için rapor vermek kolaydır. Ataerkil toplum için bir kadını “deli” ilan etmek kolaydır. Ancak topluma uygunsuz davranan erkeklerin akli dengesi asla konuşulmaz. Ancak bir erkeğin akli dengesi, bir kadını öldürdüğünde ve bu onu hapisten kurtaracaksa gündeme gelir. Kadınlar için durum farklıdır. Histerik kelimesi pek çok kültürde kadınlarla özleştirilir. Her feminist en az bir kere “crazy feminist” lafını duymuştur. Normların dışına çıkan erkekler “farklı” iken, kadınlar genelde “deli” olurlar. Etrafınızdaki kadınlar hakkında da böyle cümleler duymuş olabilirsiniz. Ben duydum. Her duyduğumda tepki verdim. Siz de verin. Küçük tepkiler bir zincir oluşturur ve büyürler.


Bana kalırsa delirmek normaldir. Bu paraya ve şiddete doymak bilmeyen ataerkil düzende delirmemek anormaldir. Bir kadın için, hayat boyu ezildiği bir sistemde, üstüne devletin, polisin, arkadaşının, flörtünün psikolojik, cinsel ve fiziksel şiddetine maruz kalmışsa, asıl delirmemek anormaldir.


Peki o halde, diyelim ki hepimiz deliyiz. Bunun suçlusu kim? Bence bu sistemde hepimiz delirmeliyiz. Ama delirmeyeceğiz. Mücadele edeceğiz. Bize sunulmayan hakları tek tek almak için; Türkiye’de hâlâ 10 yaşındaki kız çocuklarına hastanelerde doğum yaptırıldığı için; İran’da başörtüsüne direnen kadınlar kırbaçlandığı, işkence gördüğü ve öldürüldüğü için; her gün yeni kadın cinayeti haberlerine uyandığımız için mücadele edeceğiz.


Bu hayata kadın olarak geldiğimiz için, kadın olmak özgür bir dünyada en büyük keyiflerden biri olduğu için, yaratan ve büyüten biz olduğumuz için; 50 yıl önce birçok ülkede oy hakkımız bile yokken, bu kadar kısa sürede erkeklerden daha başarılı konumlara gelebildiğimiz için mücadeleye devam edeceğiz.
Hepimiz delirmeliydik. Ama birlikteyken, bize baskı yapan bu sistemden daha güçlü olduğumuz için mücadeleyi seçmek birbirimize borcumuzdur. “Kadının kadına borcudur direniş.” İran’lı tüm cesur kadınları selamlayarak bitirmek istiyorum yazımı. Jin, Jiyan, Azadi!

BELKİ DE HEPİMİZ DELİRMELİYİZ !
Jin, Jiyan, Azadi !
(Visited 54 times, 1 visits today)

Last modified: Aralık 8, 2024

Kapat
error: İçerik Korunmaktadır / Content is protected !!