Yazan: 12:20 pm
Kategori: Seyahat

Tahmini okuma süresi: 4 dakika

MinAydın – Gürcistan

MinAydın - Gürcistan

Minaydın!

Biz Mine ve Aydın, Minaydın. Beraber yolculuğa/yolculuklara çıkmaya ve bu keyifli süreçte dijital ayak izi oluşturmak niyetiyle içerikler yayınlamaya karar verdik. Başka Mecra’da bunu paylaşıyor olmaktan dolayı çok mutluyuz. 

Yaklaşık 4 ay önce yeni trend olan evlilik deneyimini yaşadık. Deneyim diyorum çünkü; ikimizin de üzerine pek düşünmediği ve toplumsal deneyimlerin yansıması olarak tanımlanmış bu birliktelik anlaşmasının, düşündüğümüzden çok daha keyifli bir şey olduğunu keşfettik. Bize birbirimizi armağan eden hayata teşekkür ettikten sonra, size balayında İstanbul’dan motosikletle yola çıkıp Gürcistan’a yaptığımız yolculuğumuzdan bahsetmek istiyoruz. 

MinAydın - Gürcistan

Öncelikle Gürcistan’ı ortak/bireysel hayallerimiz bu yönde olduğu için seçmedik. Bütçemiz ve vize gibi bürokratik süreçlerin durumu değerlendirildiğinde en makul ve görmeye değer seçenek Gürcistan’dı. Bu ülkede karar kıldıktan sonra üzerine yaptığımız araştırmalarda çok keyifli bir tercih yaptığımızı farkettik. Karadeniz’in devamı gibi görünüp Sovyetler Birliği’nin hüküm sürdüğü yıllarının aurasını hala üzerinde taşıyan bu ilginç ülke, kesinlikle yeryüzünde keşfedilmesi gereken lokasyonlardan.  

İstanbul’dan motorla yola çıktıktan sonra Ankara ve Samsun’da birer gece mola vererek ülkeden çıkmadan Fırtına Vadisi’nde keyifli bir kamp yapmayı da ihmal etmeden yolumuza devam ettik. Fırtına Vadisi’nde kaldığımız yer Danzi Camping isminde keyifli bir işletmeydi. Dünyanın birçok farklı yerinden insanın Türkiye’den ayrılmadan önce tercih edeceği bir yer olmayı açılalı 3 ay gibi kısa bir süre olmasına rağmen başarmış.

Türkiye’den Sarp Sınır Kapısı’ndan çıkarak Gürcistan sınırlarına geçiş yaptık. İkimiz de karadan sınır geçme durumunu ilk kez yaşıyorduk. Aydın motosiklet ile, ben yaya olarak pasaport kontrol noktasından geçtik. Batum’a ayak basıp birbirimizi bulduktan sonra Urfa’da özel öğrencilere öğretmenlik yapan, bizim gibi motosikletle seyahat eden ve tüm yaz Türkiye’yi gezmiş bir çiftle karşılaştık. Gürcistan hakkında çok fikirleri olmadığını, eğer bizim için de sakıncası yoksa onlara eşlik etmemizi teklif ettiler. Böylelikle bir motosiklet olarak başladığımız yola iki motosiklet olarak, daha keyifli bir şekilde devam ettik ve tamamladık.

Gürcistan’daki şehirlerin her birinin ayrı bir ruhu olduğunu söyleyebiliriz. 

Batum, canlı, dinamik ve genç nüfusun özgürce hayatını sürdürebildiği bir şehir. Bir süredir Batum’da yaşayan iki gezgin arkadaşımız ile buluştuk. Kısa bir süre kalmayı planlayan ama Batum’un keyfine doyup da bir türlü ayrılamayan bir noktada çok keyifli görünüyorlardı. Yola devam etmek istediklerini ve ettiklerini biliyoruz.

Şehirde çok fazla kültürel, sanatsal imgeler, eserler sergileniyor. Batum, bir akşam üzeri sahil hattında bulunan Miracle Park içerisinde su gösterisi yapılan havuzun etrafındaki sokak lambalarında asılıp durup müzik yayını yapan bir anlayışla yaşıyor. Gündüzleri keyif ve huzur içerisinde yaşanan sahil hattı, gün batınca canlanıyor ve nehir gibi akan bir eğlenceye dönüşüyor. En azından bizim şahit olduğumuz şey buydu. 

Minaydın
Minaydın – Miracle Park

Batum’daki kısa günlerimizden sonra yola devam etmeye karar verdik. Poti’ye uğrayarak Kutaisi’ye devam ettik. Kutaisi, Sovyetler Birliği döneminde ağır metal sanayinin merkezi olarak yakın tarihinin etkisini üzerinden atamamış görünüyordu. Şehirde UNESCO tarafından Dünya Mirası ilan edilmiş olan 11. yüzyıldan kalma bir yapı olan Bagrati Katedrali bulunuyor. 

Yolumuza devam ettiğimizde karşımıza çıkan Gori’de kısa bir gezi yaparak Gori’nin Stalin’in memleketi olduğunu öğrendik. Şehirde bulunan Stalin Museum, Sovyetler Birliği ve o dönemin dünya siyasetini merak edenlerin kesinlikle görmesi gereken bir yer. Müze, Stalin’in doğduğu ev ile beraber büyük bir park içerisinde bulunuyor. 

MinAydın - Gürcistan
Minaydın – Stalin Museum

Gori’nin ardından yolumuza merakla beklediğimiz başkent Tiflis’e doğru devam ettik. Tiflis en az bahsedildiği kadar güzel, hareketli ve keyifli bir şehir. Şehre girerken sizi Kartlis Deda olarak isimlendirilen Gürcülerin Anası olarak bilinen bir kadın figür karşılıyor. Bu kadın figürü şehre gelen dostları elinde bir kase şarapla, düşmanlarını ise diğer elinde bir kılıçla karşılıyor. Şehir keyifli mekanları, sanat dolup taşan sokaklarıyla ve turist olmanın keyfiyle sizi büyülüyor. 

Minaydın Family olarak yapmayı planladığımız yollar, keşfetmeyi istediğimiz kültürler, kendimizi düşürdüğümüz mekanlar ve hallerle ilgili merakınızı uyandırabildiysek çok sevindik. Daha fazlasına dahil olmanız için ömrümüzün kalan vaktindeki deneyimleri sizlerle paylaşmak için sabırsızlanıyoruz. Bu ve bundan sonraki yolculuklarımızla ilgili detaylı paylaşımları bulacağınız sosyal medya hesabından (@minaydınfamily) bizi takip edebilirsiniz. 

Minaydın.

(Visited 116 times, 1 visits today)

Last modified: Kasım 14, 2022

Kapat
error: İçerik Korunmaktadır / Content is protected !!