“Tilkinin dönüp dolaşıp varacağı yer kürkçü dükkanıdır.”, “Eee ne zaman işe başlıyosunuz.”, “Siz hippi olmuşsunuz ya.” “Sen ne iş yapıyon şimdi?”…. Üç ay boyunca etrafımızdaki hemen hemen herkesten benzer laflar duyduk…
Biz ise ‘yol’un başından bugüne kadar topladığımız ve yanımızda taşıdığımız bütün kalplerle, sevgiyle doluyduk sadece, kollarımızı açtık herkese. Güler yüzle selamlar verdik bir ay boyunca. Yaşlımızla gencimizle, gelen misafirlerimizle üç ay boyunca şehrin enerjimizi emmesine engel olmak için her türlü çabayı sarf ettik. Ruhun ve sevginin hissedilebilir olduğu her yerde içimizdeki güzellik ve sevgi keşfedilmeyi bekliyormuş. Hiç satılmadan çöpe giden yiyeceklere dikkat çeken insanlardan tutun da, sokakta göz göze gelip sarıldığımız ve evimize gelen önceden hiç tanımadığımız güzel insanlara, komşularımızdan, kedimize kadar… Çok geyik bir laf gibi geliyor ilk bakışta, ‘yol’dan önce ben de öyle derdim ama şükür ki derinliğini hissettik; yaşam şeklimizi ve bakış açımızı tüm ‘can’lar için sevgi ve güzelliğin yönüne çevirebildik..
Artık cahilliklerinin farkında olan iki can olarak yoldayız.
Her şeye rağmen üç ay İstanbul’da kalmak tüm yaşama sevinci ve enerjimizi tüketti yavaş yavaş. Özlemler giderildikten sonra gitme isteği ağır basmaya başladı yine. Biz de aldık sırt çantalarımızı düştük yollara, kış ya da soğuk ne önemi var ki insan istediği şeyi istediği anda yapmalı..
Şimdi nereye? En güzel cevap yola çıkar çıkmaz geldi. Rotamız Akdeniz, önce bir arkadaşın keşkeğini yemek var, sonra ver elini neresi denk gelirse.
İlk durak Bursa oldu. Öyle güzel bir tesadüftü ki.. Amerika’da yaşayan dünyalar güzeli bir anneyle, internet üzerinden edindiğimiz dostluk bizi Bursa’da bir araya getirdi.
Sonra otostopla yola devam. Denizli’ye gideceğiz. Mevsim kış. Gerçi dışarda kalmak gibi bir sorunumuz yok ama hep daha az dalgalı ve sakin yerlere sığınma çabasındayız.
Durdu bir araba, içinde suratından bin parça düşen genç bir adam. Adını bile hatırlamıyorum. Ben sizi bir daha görmem nasıl olsa dedi ve başından geçen ilginç macerayı anlattı. Otostopla yolculuk yapmanın böyle bir avantajı var, tanıştığınız herkes kendi hikayelerini anlatıyor, böylece bir sürü deneyiminiz oluyor aslında. Binlerce farklı yaşam hikayesi..
Denizli’deyiz.. Bir arkadaşın köyüne gitmeye çalışıyoruz. Sadece köy ismi var elimizde. Meğer o köyden iki tane varmış! Biri geldiğimiz yer, diğerini 150 km önce geçmişiz bile! Napalım kısmet değilmiş artık, yola devam.
Benzincide kayıntımızı yedik, sıcak çayları içtik. Tam çadır kuracaktık ki son bir otostop daha çekelim dedik. Çadırı kuralım artık diye yolun kenarına geçerken arabanın biri durdu.
Antalya Fethiye yol ayrımına kadar geldik. Saat gece 12 falan olmuş artık Kenan’ın düğünü hafta sonunda. Normalde 1-2 gün Denizli’de kalıp geçecektik Fethiye’ye.
Aradık, cevap yok.. Kafası bir milyon olan damat aramamızı gördüğünde biz yol kenarına çadırı kurup uyumuştuk bile. Olmaz öyle şey deyip gecenin bir yarısı geldi, topladık çadırı eve geçtik sonuç olarak.
Taa Nepal’de tanış, dön dolaş Fethiye’de düğününe git..
Bir haftadan daha uzun süre Kenan ve dünyalar iyisi ailesinin misafiri olduk. Hazırlıklara yardım ettik ve üç gün süren eğlencenin ardından yollara düştük yine..
Şifaya giden yol…
Marmaris’te bir şifacı yörüğün, şamanın yanına gittik. Bir ay boyunca onun misafiri olduk.
Bir şamanın kapısından girer girmez içiniz huzurla dolar. Sizi, etrafınızı sarmış olan illüzyondan çeker alır ve gerçek dünyaya, parçası olduğunuz evrene götürür. Orada bütün dertlerinizden arınırsınız.
Örgütlü dinler (müslümanlık, hristiyanlık, musevilik..vb.) ile paganizm arasındaki en önemli fark nedir? Örgütlü dinlerde önce yaparsınız sonra eğer yaptığınız beğenilirse huzura, kurtuluşa erersiniz. Sırf köle olmanız için sizi buna mecbur kılar. Tıpkı sağlık sistemimiz gibi. Herhangi bir rahatsızlığınız varsa tedaviden önce bedelini ödersiniz, çalışırsınız sonra tedavi olmaya uğraşırsınız. Tedaviniz de bir ilacın bağımlılığıdır. Eğer iyileşeceğiniz varsa sebebi o ilaçlar değildir genelde. Sadece iyileşme sürecinde hastalığın etkilerini ortadan kaldırır ilaçlar. Ağrılarınız devam eder ama siz ağrıyı hissetmezsiniz. Diyabetiniz devam eder ama siz onun etkilerinden ilacı kullandığınız sürece kurtulursunuz. En büyük bağımlılar oluruz böylece. Hayatımız pahasına sistemin bir parçası oluruz.. Ama sistemin dışına çıkmaya çalışan insanlar da var iyi ki.. Bu dönemde onların yardımıyla Coşkun için insülin temin ettik.
Gereksiz tüketim çılgınlığının farkında olan, endüstri ve teknoloji uygarlığının gösterişiyle kendini, özünü kaybetme noktasına gelmeyi reddeden, egolarından kurtulmuş, Paylaşıyoruz Biz diyen güzel insanlar var. Bu gruba katılın, çevrenize duyurun, paylaşın.. Değişim ‘bizimle’ başlar, birilerinin bir şeyleri değiştirmesini beklemek yerine ‘kendimizi’ değiştirmeliyiz ki zaten yapabileceğimiz yani elimizden gelen tek şey de bu!
Bir yeri değerli ve güzel kılan orada yaşadıklarınızdır çoğu zaman. Marmaris’de güzel artık bizim için çünkü bir sürü güzel insan, güzel hikayeler var. Muhteşem güzellikteki Ayrık Vadi’de önce misafir, sonra dost olduğumuz Billur ve Sena gibi.. Hepinizi çoook seviyoruz tüm Marmaris ahalisi.
Devam edecek muhabbetimiz… Tıpkı yollar gibi …
ayrık vadi bombalarakarşısofralar değişim hiçlik paylaşıyoruzbiz şaman
Last modified: Nisan 1, 2021