Yazan: 1:00 pm
Kategori: Felsefe, Sağlık

Tahmini okuma süresi: 3 dakika

“Her Kadın Bir Faşiste Tapar” Mı?

“Every woman adores a fascist! – Her kadın bir faşiste tapar” diyor Slyvia Plath, babasına ithafen yazdığı bir şiirde. Bu iddialı dizeyi okuduktan sonra, “Nasıl olur da kadınlar hakkında böyle bir şey yazabilir?” diyen feminen tarafım hemen ortaya çıktı. Elbette yapılan genelleme doğru değil ama Slyvia bunu neye dayanarak söylemiş diye sorgulamaya başlarken buldum kendimi. Çok geçmeden; yaşadığımız, duyduğumuz, okuyup izlediğimiz aşk örnekleri aklımda sıralanmaya başladı.

aşk

Every woman adores a fascist! – Her kadın bir faşiste tapar” diyor Slyvia Plath, babasına ithafen yazdığı bir şiirde. Bu iddialı dizeyi okuduktan sonra, “Nasıl olur da kadınlar hakkında böyle bir şey yazabilir?” diyen feminen tarafım hemen ortaya çıktı. Elbette yapılan genelleme doğru değil ama Slyvia bunu neye dayanarak söylemiş diye sorgulamaya başlarken buldum kendimi. Çok geçmeden; yaşadığımız, duyduğumuz, okuyup izlediğimiz aşk örnekleri aklımda sıralanmaya başladı.

Ülkemizde son zamanlarda korkunç boyutlarda artış gösteren kadın cinayetlerini içimiz kan ağlayarak haberlerde izliyoruz. Hatta bazen, basından önce sosyal medyadan öğreniyoruz. Şüphesiz bir haberin sosyal medyada yayılma hızı çok yüksek. Bir haber, aniden, telefonumuza bildirim olarak geliveriyor.

Seri Katillere Aşık Olmak Da Nereden Çıktı?

Kadın erkek fark etmeksizin, birleşip öfkemizi dışa vurmak, ortalığı ayağa kaldırmak, tepkimizi göstermek istiyoruz. Birçoğumuz, bu yoğun duygularla boğuşurken, diğer tarafta bazı kadınların; katil, zorba diye adlandırdığımız erkeklerle ilişkisini devam ettirdiği, hatta iletişime geçmeye çalışıp kişiyle birlikte olma isteklerini görüyoruz, okuyoruz. Bu durum belli bir kesimi hayal kırıklığına uğratırken, işin tuhaf kısmı bu tutumu ilk defa görmüş, dinlemiş gibi öfkelenebiliyoruz. Fakat bu durumun psikolojide bir adı bile var: Hybristophilia. (Bonnie ve Clyde Sendromu olarak da biliniyor).

“Öldüresiye” Seven Seri Katiller

Hybristophilia’nın literatürdeki anlamı, seri cinayetlere kadar giden bir yelpazede suç işleyenlere karşı duyulan cinsel, romantik ilgi ve cazibe hislerini ifade ediyor. Aslında dikkatinizi çekmek istediğim kısım bu durumun sadece ülkemizde ve günümüzde yaşanmadığı. İsimlerini daha önce duyma ihtimalinizin çok yüksek olduğu örneklerle hatırlatalım. 30’dan fazla kadını öldürmekle suçlanan Ted Bundy ile hüküm giydikten sonra evlenip çocuk yapan Carole Ann Bone bunlardan sadece biri. Tüm dünyada bilinen en meşhur seri katillerden 80 yaşındaki Charles Manson ile evlenmek isteyen 26 yaşındaki  Afton Elaine Burton’u da listeye ekleyelim. Hrant Dink’in katili Ogün Samast ile Derya Koca aşkı, Münevver Karabulut’un katili C.G. hakkında bloglarda yazılanlar…

Ne İşin Var Bakayım Senin O Tekinsiz Çocukla?

Akıllarda o soruyu uyandırdık mı: NEDEN?

Niçin insanlar seri katillere karşı ilgi duyuyor?

Bu konu hakkında uzun yıllardır süregelen tartışmalar, teoriler var. Birçok kitaba konu olmuş, ruh sağlığı uzmanlarının bir hayli kafasını kurcalamış. DeSales Üniversitesi Adli Psikoloji profesörü Katherine Ramsland, seri katiller ile flört eden, hatta evlenen kadınlarla yaptığı röportajlar sonucu elde ettiği olası sebepleri şöyle sıralıyor:

  1. Suçluyu “değiştirebileceğine” olan inanç,
  2. Halkın, çevrenin dikkatini çekebilme ümidi,
  3. Suçlunun içinde yatan bir “çocuk” olduğu ve onu besleyip büyütebileceği düşüncesi,
  4. “Mükemmel erkek arkadaş” ile sonsuza kadar yaşayabileceği hayali,
  5. Normal koşullar ile erkek arkadaş edinememe problemi,
  6. Geleneksel olmayan ilişki isteği.

Alfa Erkeğin Modern Formu

Başka bir psikolog, Leon F. Saltzer, konuya evrimsel açıdan yaklaşarak, ahlaki açıdan yanlış olduğunun bilincinde olsalar bile, kadınların seri katiller gibi kötü şöhretli erkek suçlular tarafından cezbedilme eğiliminde olduklarını, çünkü seri katillerin alfa erkeğin modern bir formu olduğunu düşündüğünü söylüyor. Bu seri alfalar, dişileri ve yavrularını tehlikeden korumak için oldukça etkiliymiş Saltzer’e göre.

Haberlerde adı sıkça geçen, ülke çapında, hatta uluslararası tanınan suçlularla birlikte olmak demek ,aynı zamanda istenilen ilgi ve şöhretin kişinin ayağına gelmesi demek. “Evet, ben ünlü olacağım!” düşüncesinden ziyade bilinçsizce arzulanan, aslında hepimizin istediği fark edilme, değerli hissetme ihtiyacından kaynaklanıyor. Bunun yanı sıra ünlü olma kriteri çok eski zamanlardan kalan bir dürtüye de dayanıyor: Önseçilim (preselection). 

Tercih edilen, talep gören, ünlü bir erkek ile neslini devam ettirebileceği, uygun adayın “o kişi” olduğunu düşünüyor kadın. Mükemmel erkek arkadaş kısmı ise çarpık güven algısından kaynaklanıyor. “Hapiste olan sevgili beni aldatamaz.” mantığıyla hareket ediyor olabilirler mi? Suçlunun içindeki “çocuğu” ben görebiliyorum(!) ifadesi aslında karşısındakinin saflığına inanmaktan ziyade; onu benim kadar iyi kimse tanımıyor, ben onun için özelim, bu yüzden vazgeçilmezim diye haykırmak isteyen, aslında kendi çocukluğuna tutulan bir ayna olduğundan habersiz bir çırpınış. O seri alfayı besleyip büyütme isteğiyle yanıp tutuşuyor.

Aşk Her Şeyi Affeder Mi?

Şunu belirtmekte fayda var, bu durumu erkeklerde de gözlemleyebiliyoruz. Ayrıca suçlu kişilere karşı cinsel istek duymuyorsanız, çok büyük bir ihtimalle Hybristophilia değilsiniz. Bu terim psikolojide yer alan parafili (cinsel sapkınlıklar) başlığı altında yer aldığı için,  sadece katile aşk mektupları yollamak sizi bu klasmana sokmuyor.

Belki de bu bahsettiğim teorilere katılmayacaksınız, ne de olsa aşkın(!) gözü kör. Yoksa değil mi?

Kaynak:www.merriamwebster.com

https://dictionary.apa.org/hybristophilia

 sychologytoday.com

Aşk Faşist Hybristophilia İlişkiler Seri Katiller

(Visited 264 times, 1 visits today)

Last modified: Nisan 23, 2021

Kapat
error: İçerik Korunmaktadır / Content is protected !!