Yazan: 5:56 pm
Kategori: Bilim & Akademi, Toplum & Hukuk

Tahmini okuma süresi: 10 dakika

Yabancı Kavramı, Türleri ve Yabancılar Hukuku

‘Yabancı’ kavramı bir ülkede bulunan yabancı statüsündeki kimselerin hak ve yükümlülüklerini ortaya koyması açısından önem arz eder. Bu önem ülkelerin hukuk sistemlerinin vatandaşlara ve yabancılara ilişkin ayrı düzenlemelere sahip olmasından kaynaklanır. Çalışma, yabancı kavramının unsurlarını ve sınırlarını belirlemenin yanında yabancı türlerini de ortaya koyarak yabancılar hukukunun konusunu belirlemek amaçlarını ihtiva eder.

YABANCILAR HUKUKU

Tarihsel süreç boyunca insanlar iş, eğitim, savaş, seyahat ve başkaca sebeplerle tabii bulundukları idarelerin sınırları dışına çıkmak durumunda kalmışlardır. Günümüz dünyasında ise bireylerin vatandaşları oldukları devletin sınırlarının dışına çıkma oranları oldukça artmış ve de uluslararası seyahatler oldukça yoğunlaşmıştır.

Vatandaşlık bağının bulunmadığı ve hatta vatandaşlık bağının bulunduğu iddiasına da sahip olunamayacağı bir ülkede bulunan birey, bulunduğu ülkede o ülkenin kendi vatandaşlarının statüsünden daha az elverişli olan ‘yabancı’ statüsüne sahip olur. Gerçek kişilerin yanı sıra tüzel kişiler için de yabancılık hususu söz konusu olmaktadır.

Her ne kadar modern uluslararası hukukun gereği olarak kişiler vatandaş- yabancı farkı gözetilmeksizin insan hak ve özgürlüklerinin evrensel koruması altında bulunsalar da, sırf yabancılara uygulanan hükümler uluslararası ve bölgesel anlaşmaların öngördüğü ve de ulusal mevzuatlarda düzenlendiği şekilde kendilerine hukuk sistemlerinde yer bulur. ‘Yabancı’ kimselerle ilgili olan yasal hükümlerle ulusal ve uluslararası hukukun pek çok alanında karşılaşılmaktadır. Bu noktadan hareketle ‘yabancı’ kavramının ne olduğu; bu kavramın altında hangi türlerin sayılabileceği ve bu kapsamda yabancılar hukukunun konularının neler olabileceğini ortaya koymaya çalışacağız.1

I) YABANCI KAVRAMI

Türk Dil Kurumu’nun ‘yabancı’ kelimesi için ilk sıradan sunmuş olduğu anlam karşılığı “Başka bir milletten olan, başka devlet uyruğunda olan kimse, bigâne, ecnebi’ dir.2

Devletler Hukuku Enstitüsünün 1892 tarihli Cenevre toplantısında ise yabancı tanımlaması, “bir devletin ülkesinde bulunan ve o devletin vatandaşlığını henüz iddiaya hakkı olmayan kimse” şeklinde yapılmaktadır.3 Bu tanımlama ülkemiz doktrinince de kabul görmüştür. Ancak Rona Aybay ve Bülent Çiçekli bu tanımlamayı hem yabancı kişinin vatandaşlık iddiasına hakkı olmaması yönünden hem de tanım gereği mecburi gözüken bizzat bahse konu ülke sınırları içerisinde bulunma unsuru yönünden eleştirmektedirler. Aybay ve Çiçekli’ye göre vatandaşlık nesnel bir gerçeklik olduğundan iddia olunmasının mevzubahsi yerinde değildir. Diğer yandan da devletlerin kendi sınırları dışında da askeri, diplomatik ya da ticari egemenlik alanlarının olabileceğinden hareketle, bu hallerde muhatap olunacak yabancı kimselerin tanımlamanın dışında kaldığına dikkat çekmektedirler. Ergün Ergül ise ‘vatandaşlığın iddia edilemeyeceği’ hususunun yerleşmiş bir çeviri yanlışına bağlamaktadır. Ergül’ün tespitine göre 1892 tarihli Cenevre toplantısında yapılan tanımlamada ‘uyrukluğunu iddia hakkı olmayan’ yerine aslında ‘halen vatandaşlık hakkı olmayan’ ifadesi orijinal metinde yer alan ifadedir. Bu husustaki eleştirileri kaynağın gereğince irdelenmemesine bağlayan Ergül, bir yabancının fiziksel olarak bir devletin sınırları içerisinde bulunmadan da yabancılara ilişkin bazı haklara sahip olabileceği yönündeki eleştirileri yerinde görür.4

BM Genel Kurulunun ‘Yaşadıkları Ülkenin Uyruğu Olmayan Bireylerin İnsan Hakları Bildirisi’nde yabancı tanımı “bulunduğu ülkenin uyruğu olmayan kişi” şeklinde yapılırken; Uluslararası Göç Örgütü’nün yayınlamış olduğu Göç Terimleri Sözlüğünde yabancı, “belirli bir devlet açısından o devletin uyruğunda olmayan kişi” şeklinde tanımlanmıştır.5

6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile 5901 sayılı Türk Vatandaşlık Kanunu yabancıları “ Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan kişi” şeklinde tanımlamaktadır.(YUUK m.3/1-ü; TVK m. 3/1-d)6-7

Osman Fazıl Berki ise uluslararası kabul gören tanıma paralel olarak yabancıları, “bir devletin ülkesinde bulunan ve o devletin tabiiyetini iddiaya hakkı olmayan şahıslara Ecnebi-Yabancı adı verilir” şeklinde tanımlar.8

Vatandaşlık kavramının hukuki kökeni Roma hukukuna dayanır. Vatandaş (civis) bir kişinin hukuki düzene bağlanma şeklini ortaya koyan bir statüdür. Bu kıstas ‘devlete aidiyet’ düşüncesinden doğmuş olup günümüz hukukçularının da çalışmalarının kaynağını oluşturur. Vatandaşlık kavramı hukuki açıdan bireyin devletle münasebetini belirleyen ve bireyin devlete karşı sahip olduğu hak ve borçları ortaya koyan bir statüye tekabül eder.9

5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’na göre Türk vatandaşlığı şu şekillerde kazanılabilir: “Türk vatandaşlığı, doğumla veya sonradan kazanılır. Doğumla kazanılan Türk vatandaşlığı, soy bağı veya doğum yeri esasına göre kendiliğinden kazanılır. Doğumla kazanılan vatandaşlık doğum anından itibaren hüküm ifade eder. Türkiye içinde veya dışında Türk vatandaşı ana veya babadan evlilik birliği içinde doğan çocuk Türk vatandaşıdır. Türk vatandaşı ana ve yabancı babadan evlilik birliği dışında doğan çocuk Türk vatandaşıdır. Türk vatandaşı baba ve yabancı anadan evlilik birliği dışında doğan çocuk ise soy bağı kurulmasını sağlayan usul ve esasların yerine getirilmesi halinde Türk vatandaşlığını kazanır. Türkiye’de doğan ve yabancı ana ve babasından dolayı doğumla herhangi bir ülkenin vatandaşlığını kazanamayan çocuk, doğumdan itibaren Türk vatandaşıdır. Türkiye’de bulunmuş çocuk aksi sabit olmadıkça Türkiye’de doğmuş sayılır. Sonradan kazanılan Türk vatandaşlığı, yetkili makam kararı veya evlat edinilme ya da seçme hakkının kullanılması ile gerçekleşir.”10

Görüldüğü üzere yabancı kavramı hem karşılaştırmalı hukukta hem de Türk hukukunda vatandaşlık unsuru üzerinden yapılmaktadır. Vatandaşlık statüsü ancak gerçek kişiler için söz konusu olabileceğinden bu tanımlamanın tüzel kişileri kapsamadığını söylemek durumunda kalırız. Bilindiği üzere günümüzde farklı ülkelerde merkezleri bulunan ve farklı devlet hukuklarına tabii pek çok şirket, menşei olunan devletlerin dışında da faaliyet yürütmektedirler. Bu ve benzeri durumları da kapsayacak bir tanımlama ülkemiz için “Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile tabiiyet bağı bulunmayan kişi ve şeyler yabancıdır” şeklinde yapılabilir.11

Çağdaş hukuk sistemlerinde yabancılık unsurunun tespiti vatandaşlık yahut tabiilik temeline dayanmaktadır ancak bazı hukuk sistemlerinde vatandaşlıktan daha başka kriterlerin de uygulanmış olduğu bilinmektedir. Örneğin Osmanlı İmparatorluğunda tabiiyet tespitinde din esasının gözetildiği görülmektedir. Bu sistemde günümüz hukuk anlayışıyla tam bir paralellik olmasa da bugünkü anlamıyla dört dereceli bir yabancılar tasnifi görüldüğünden bahsedilebilir. En yüksek korumadan faydalanan sınıf, devletin vatandaşı olmayan Müslümanlardan oluşur. Müslümanlar Osmanlı ülkesinde eşit haklara sahiptiler. Bu grubu Kitabiler veya Zımmiler olarak isimlendirilen, tam himayeye hak kazanmış olan ve ülkede sürekli yaşama iznine sahip olan gayrimüslimler izler. Üçüncü derece statüsü olarak ise İslam ülkelerinde izin alarak oturma hakkını alan yabancılar olarak Müstemenleri görmekteyiz. Son grup ise Harbi olarak anılan ve harp halinde yabancı devlet vatandaşlarını işaret eden statüyü görüyoruz. Bu kişiler de izin alarak İslam ülkesine girebilirlerdi. 12

Devletlerin vatandaşları olmayan kimseleri belirtmek için kullandıkları ifadelerin birbirlerinden farklı olabildiğini de görmekteyiz. Örneğin Alman hukukunda yabancılar için ‘misafir işçiler’ anlamına gelen ifadelerin yer aldığını biliyoruz. Hollanda hukuk sisteminde ise ‘etnik azınlıklar’, ‘yabancı işçiler’, ‘ikinci kuşak göçmenler’ gibi farklı anlamlara gelen ifadeler kullanılmıştır. Türk hukukunda ise genel tanım olarak ‘yabancı’ ifadesi tercih edilmiştir. Ülkeler arası bu ifade farklılıklarının sebebi olarak her bir ülkenin yaşadığı tarihsel süreçler ile birbirinden farklı yerel dinamikleri göstermek yerinde olacaktır. 13

Yabancı kavramı dahilinde ele alınacak türleri, yukarıda tarihsel gelişimi içerisinde izah edilmeye çalışıldığı üzere gerçek kişiler ve tüzel kişiler olarak ayırarak incelemeyi uygun görmekteyiz. Çalışmamızın bu kısmında yabancı devlet vatandaşlarını, vatansızları, mültecileri, göçmenleri, özel statülü yabancıları, azınlıkları ve tüzel kişileri yabancılık unsuru bakımından değerlendirmeye çalışacağız.

II) YABANCI TÜRLERİ

A) Gerçek Kişiler

Gerçek kişilerin yabancılığı tespit edilirken, belli bir ülkenin vatandaşı olup olmadığına bakılır. Örneğin Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kendisine vatandaşlık bağıyla bağlı olmayan gerçek kişileri yabancı olarak tanımlar. Gerçek kişi yabancılar, vatandaşlık durumlarından ve sahip oldukları pozisyonlardan kaynaklanan haklara göre yabancı devlet vatandaşları, vatansızlar, mülteciler/sığınmacılar, göçmenler ve özel statülü yabancılar olarak sınıflandırılabilirler. Ancak sınıflandırma ölçütleri ve kullanılan kavramlar açısından uluslararası alanda bir ortaklığın mevcut olmadığını belirtmeliyiz.

1. Yabancı Devlet Vatandaşları

Vatandaşlık bağı ile bağlı olunan ülkenin sınırlarından çıkarak bir başka ülkenin sınırlarından içeri giren kişi, bu ülke devleti bakımından yabancı sayılır.

Birden fazla ülkeye vatandaşlık bağı ile bağlı bulunan kimseler, vatandaşı oldukları ülkeler nazarında yabancı olarak kabul edilmeyeceklerdir. Örneğin hem Türk hem de Alman vatandaşlığına sahip bir kişi Türkiye’de iken, bir başka ülkeye de vatandaşlık bağı ile bağlı olduğu için yabancı sayılmayacaktır ve Türk vatandaşlığı esas alınacaktır.14

2. Vatansızlar

Hiçbir devletle vatandaşlık bağı bulunmayan kişilerin vatansız olarak kabul edileceğine ilişkin olarak karşılaştırmalı hukukta yahut Türk hukukunda bir tartışma bulunmamaktadır.

Vatansızlar için Almancada ‘heimatlos’, Fransızcada ‘apatride’ ve İngilizcede ‘statelessperson’ ifadeleri kullanılmaktadır.15

Özellikle dünya savaşlarından sonra pek çok kişinin vatansız kalmasından sonra karşı karşıya kalınan bu durumla mücadele etmek amaçlı 1954 yılında New York’da BM bünyesinde imzalanmış olan ‘Vatansız Kişilerin Statüsüne İlişkin Sözleşme’ ile 1973 tarihinde imzalanmış olan ‘Vatansızlık Hallerinin Sayısının Azaltılmasına İlişkin BM Sözleşmesi’ gibi Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası sözleşmeler mevcuttur. Bu sözleşmelerle amaçlanan, hiçbir devletin hukuki korumasından faydalanamayan vatansız kimselere, asgari olarak bir kısım temel hakları tanımaktır. 1954 tarihli sözleşmede, vatansız kişilerin yabancılarla eş değerde tutulacağı kabul edilmiştir. Temel hak ve özgürlüklerde ise ilke olarak vatandaşlarla eşittirler.

Türkiye’de kişilerin vatansız olduğunun tespiti Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nce yapılarak bu kimselere valiliklerce vatansız kişi kimlik belgesi düzenlenir. Bu belgede yabancı kimlik numarası da bulunmaktadır. Ayrıca bu belge iki yıllık geçerliliğe sahip ikamet izni yerine geçmektedir.

Vatansızlar, yabancıların bir kısım haklardan faydalanabilmeleri için aranan karşılıklılık şartından muaftırlar. Vatansızlar Uluslararası İşgücü Kanunu’nda belirtildiği üzere istisnai çalışma izni ile Türkiye’de çalışabilir ve de uluslararası seyahatlerini yabancılara mahsus damgalı pasaport ile gerçekleştirebilirler. Vatansızlar kamu düzeni için tehlike oluşturacak eylemlerin içinde olmadıkları müddetçe sınır dışı edilemezler. Vatansız kişinin herhangi bir ülke vatandaşlığını kazanmasıyla birlikte vatansızlık statüsü de sona erecektir.16

3. Mülteciler ve Şartlı Mülteciler

Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair 1951 tarihli Cenevre Sözleşmesinde mülteci tanımı “ırk, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri yüzünden, zulme uğrayacaklarından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korunmasından yararlanamayan, ya da söz konusu korku nedeniyle, yararlanmak istemeyen yahut tabiiyeti yoksa ve bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen her şahıs” şeklinde yapılmıştır. 17Türkiye de bu sözleşmeye taraftır. Mültecilik statüsünden faydalanılması için sözleşmede belirtilen unsurların birlikte bulunması aranır.

1951 tarihli Cenevre Sözleşmesinin ilk halinde, sözleşme tarihinden sonra ve Avrupa dışında meydana gelen olaylardan doğan durumlar sözleşme kapsamına dahil değilken, 1967 tarihli ek protokol ile birlikte yer ve zaman yönünden bulunan bu kısıtlamalar kaldırıldı. Ancak Türkiye ek protokolün coğrafi sınırlandırmayı kaldıran maddesine çekince koymuştur ve sadece Avrupa’dan gelen başvurucuların mülteci pozisyonuna sahip olduğunu kabul etmeye devam etmiştir.

Avrupa ülkeleri dışındaki ülkelerden gelen ve mülteci statüsü verilmesi için gerekli olan şartları taşıyanlar ise Türkiye tarından şartlı mülteci olarak kabul edilmektedir. Şartlı mültecilerin üçüncü bir ülkeye yerleştirilmelerine kadar Türkiye’de kalmalarına izin verilir. 18

1990 tarihli AB Dublin Sözleşmesi’ne baktığımızda ise ayrıca bir sığınmacı tanımı “sığınmak için başvurmuş ancak başvurusu kesin karara bağlanmamış yabancı” şeklinde yapılmıştır. Türk hukukunda ise şartlı mültecilerin daha sonradan mülteci olabileceklerine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. 19Bu noktada uluslararası hukuk ile Türk hukuku arasındaki terminoloji farkına dikkat etmek gerekecektir. Türk hukukunda ‘sığınmacı’ kavramı bulunmamaktadır. Aynı hükümlere tabi olmasa da bu kavramın yerine geçen statü Türk hukukunda şartlı mültecilik statüsüdür.

4. Göçmenler

Yaşadığı ülkeyi ekonomik, siyasi, sosyal ya da kültürel sebeplerle terk ederek başka bir ülkeye yerleşmek maksadıyla giden kişilere göçmen/muhacir denir. Göç tanımı yapılırken gözetilmiş olan temel unsurlar mecburi ve zorlayıcı bir sebepten ziyade daha çok yaşam koşullarını iyileştirmeye yönelik ekonomik sebeplerin varlığı ile göç edilen ülkeye yerleşmek maksadıyla gidiliyor oluşudur. Göç içe, dışa ve transit göç olarak sınıflandırılabilir. Buna göre bir ülkeden dışarıya yapılan göçler dışa göç; içeriye yapılan göçler içe göç; başka bir ülkeye göçmek maksadıyla geçici olarak üçüncü bir ülkeden geçmek de transit göç denilmektedir. 20

Türk hukukunda ise göçmen tanımı 5543 sayılı İskan Kanunu’nda “ Türk soyundan ve Türk kültürüne bağlı olup, yerleşmek amacıyla tek başına veya toplu halde Türkiye’ye gelip bu Kanun gereğince kabul olunanlardır” şeklinde yapılmıştır. Görüldüğü üzere ülkemizde uluslararası hukuktan çok farklı bir göçmen tanımı benimsenmiştir.

Kanunda göçmenlerin devletten iskân yardımı beklememeleri halinde bu tip göçmenlere ‘serbest göçmen’; devlet tarafından kendilerine taşınmaz mal tahsis edilenlere ‘iskânlı göçmen’; aile olarak gelenlere ‘münferit göçmen’; toplu aileler halinde gelenlere ise ‘toplu göçmen’ denilmektedir.

Türk soyundan olmayanlar, Türk kültürüne bağlı olmayanlar, sınır dışı edilmiş olanlar ve ülkeye gelmesinde güvenlik bakımından sakınca görülenler göçmen olarak kabul edilmemektedirler.21

Aynı kanunda Türk soyundan olmanın ve Türk kültürüne bağlı bulunmanın tespitinin Bakanlar Kurulu tarafından yapılabileceği belirtilmekteydi ancak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte bu tespitler Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri ile yapılabilir hale gelmiştir.

5. Özel Statülü Yabancılar

Devletlerarası ikili anlaşmalarla, milletlerarası teamül gereği, milletlerarası anlaşmalarla yahut iç hukuk kurallarınca bazı kimselere özel/ayrıcalıklı yabancı statüsü verilmektedir.

Örneğin devlet başkanları, dış işleri bakanları, yabancı devlet diplomatları, konsolosluk temsilcilikleri, NATO ve BM gibi milletlerarası kuruluş temsilcileri uluslararası anlaşmalar ile teamüller gereği özel statülü yabancı olarak kabul görürler.22

Avrupa Birliği mensubu olan ülkeler ise birliğe mensup diğer ülke vatandaşlarını ‘Birlik Yurttaşlığı’ adı altında özel bir statüde değerlendirirler. Birlik yurttaşlarının diğer yabancılara kıyasla oldukça geniş hakları bulunur. Amerika Birleşik Devletleri ise Green Card adı verilen uygulama ile birlikte özel statülü bir çalışma ve ikamet izni statüsüne sahiptir. 23

Türk iç hukukunda ise özel statülü yabancılara örnek olarak ise doğumla Türk vatandaşlığını kazandıktan sonra yetkili makamlardan aldığı vatandaşlıktan çıkma izni ile başka bir ülkenin vatandaşlığına geçmiş olan kişiler ile onların üçüncü dereceye kadar olan altsoyları da özel statülü yabancı konumunda olurlar. Bu kimseler Türk Vatandaşlık Kanunu’nda öngörülen haklardan Türk vatandaşları gibi yararlanmaya belirlenen sınırlar dahilinde devam edebileceklerdir. 24

Bunların yanında KKTC vatandaşı olanlar ile Türk vatandaşı ile evli bulunan yabancılar da özel statülü yabacılar arasında sayılabilirler.

6. Azınlıkların Durumu

Bir ülkenin çoğunluğunu oluşturan dini, etnik, mezhepsel ya da dilsel yapısına karşın bu ve benzeri noktalarda azınlıkta kalan sosyal topluluklar azınlık gruplarını oluşturur. Azınlıklar ülkelerine vatandaşlık bağı ile bağlı olan kimselerdir. Halkın çoğunluğunun inancını, dilini ya da kültürünü paylaşmayan farklı alt gruplar sırf belli başlı konularda halkın çoğunluğundan farklı bir topluluğa mensup olduğundan yabancı sayılmazlar. Ülkemiz tarihinde Sevr Antlaşmasıyla birlikte azınlıklara geniş haklar verildiği ve Lozan Antlaşmasında ise yalnızca gayrimüslimlerin azınlık olarak kabul edildiği görülmektedir. Ancak günümüz hukuk anlayışı ile sırf gayrimüslimler değil, diğer etnik, dilsel ve mezhepsel azınlık grupları da tanınmaktadır. Modern Türk hukukunda da en temelde eşitlik ilkesi gereği olarak tüm vatandaşların her türlü bahiste devlet nazarında eşit hak ve yükümlülüklere sahip olması anayasal güvence altındadır.

B) Tüzel Kişiler

Tüzel kişiler şirketler, dernekler ve vakıflar olmak üzere üç temel başlığa ayrılmaktadır. Hukukumuzda tüzel kişilerin tabiiyetini tespit ederken kuruluş yeri ve merkez yeri gözetilir. Karşılaştırmalı hukukta bu esasların yanında şirketler bakımından sermaye ülkesi ve kontrol sistemi gibi farklı esaslar da görülmektedir.

Ülkemiz hukukuna göre merkezi Türkiye’de olamayan şirketler yabancı şirket kabul edilir. Bununla birlikte merkezi Türkiye’de olsa dahi yabancı ortağı bulunan şirketler hakkında bazı kısıtlamalar içeren mevzuat hükümlerine rastlanmaktadır. Ancak kendi alanlarında makul 25sebeplere sahip olan bu kısıtlamalar, Türkiye merkezli bir şirketin yabancı kabul edilmesini gerektirecek ölçüde değildir.

Türkiye’de kurulmuş olan dernek ve vakıflar ise Medeni Kanun gereği Türk tabiiyetinde kabul edileceklerdir.

Özet olarak kuruluş işlemlerini Türkiye dışında tamamlamış olan idare merkezleri yurtdışında olan tüzel kişilerin hukukumuza göre yabancı tüzel kişiler olduğunu söylemek yerinde olacaktır.

III) YABANCILAR HUKUKUNUN KONUSU

Yabancı tanımının unsurları ve hangi tür yabancı statülerinin var olduğunu görmüştük. Bahsi geçen esaslar dahilinde, bir ülkede bulunan yabancıların hak ve özgürlüklerden hangi koşullarla yararlanabileceklerini inceleyen ve maddi kurallardan oluşan hukuk dalına yabancılar hukuku denilmektedir. Uluslararası hukuk ilkeleri gereği tüm insanların eşit kabul edildiği temel hak ve özgürlüklerin yanı sıra her bir ülkenin müstakil olarak düzenlemiş olduğu ulusal düzenlemeler de mevcuttur. Yabancılar hukukunun temel uğraşı, ulusal düzenlemelere karşı o ülkede bulunan yabancının pozisyonunu belirleyebilmek ve mevcut haklar ile kısıtlamaları ortaya koyabilmektir. Yabancılar hukuku bir ülkede yabancı olanların, sırf yabancı olmaları sebebiyle tabi oldukları rejimdir. Türk Yabancılar Hukuku yabancıların Türkiye Cumhuriyeti’nde yabancı olmalarından dolayı tabi oldukları kısıtlamaları ve sahip oldukları hakları inceler26

Yabancılar Hukukunun Konusunu oluşturan kurallar şunlardır:

– Milli hukuk açısından sırf yabancılara uygulanacak olan kurallar

– Yabancılar ile vatandaşlara eşit uygulanmayan kurallar

– Milletlerarası kaynaklı olup da yabancılar açısından farklılık yaratan kurallar. 27

Genelleyecek olursak, sırf yabancıları ilgilendiren, yabancıları vatandaşlardan ayıran her türlü konu, Yabancılar Hukuku’nun konusudur diyebiliriz.

SONUÇ YERİNE

Uluslararası hukuk ve Türk hukuku açısından ‘yabancı’ kavramını ve türlerini irdelediğimiz bu çalışma, yabancılar hukukunun konusunun ne olduğunu ortaya koyma uğraşının sonucudur. Yabancıları ilgilendiren düzenlemelerin belli bir sistematik içerisinde detaylıca ele alınacağı çalışmalar için başlangıç olarak konunun tanımlamasını yapabilmiş olmak ve de konunun sınırlarını ortaya koyabilmiş olmak amaçlarına ulaşılabildiği umulur.

Yabancı Kavramı, Türleri ve Yabancılar Hukuku
Yabancılar Hukuku

KAYNAKÇA

KİTAPLAR
AYBAY, Rona, Vatandaşlık Hukuku, İstanbul,2004.
ÇELİKEL, Aysel ve Günseli Öztekin Gelgel, Yabancılar Hukuku, 23. Baskı, İstanbul , 2017.
ÇİÇEKLİ, Bülent, Yabancılar Hukuku, 4. Baskı, Ankara, 2013.
DOĞAN, Vahit, Türk Yabancılar Hukuku, Savaş Yayınevi, Ankara, 2017.
LEVİ, Selim, Yabancıların Taşınmaz Mal Edinimi, İstanbul, 2006.
SEVİĞ, Vedat Raşit , Türkiye’nin Yabancılar Hukuku, İstanbul, 1981.

MAKALELER
ERGÜL, Ergin, “Uluslararası Hukuk ve Türk Mevzuatında Yabancı Kavramı ve Türleri”, Türk İdare Dergisi, Aralık 2012, Sayı 475
BERKİ, Osman Fazlı, “Türkiyede Yabancılar Hukuku”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 12, Sayı 1, Ankara, 1955.
KAVUK, Mehmet, “Yabancılar Hukukunda Vatansızlar ve Mülteciler”, İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi , Yıl 14, Güz, Sayı 28, 2015/2.

İNTERNET KAYNAKLARI
KAMACI, Seyid Buhraneddin, “Yabancılar Hukuku” , http://www.turkhukuksitesi.com/makale_1362.htm (14.10.2015)
Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Sözleşme, www.danistay.gov.tr/upload/multecilerin_hukuki_durumuna_dair_sozlesme.pdf (15.10.2018)
Rehber Ansiklopedi, “Yabancılar Hukuku”, https://www.turkcebilgi.com/yabanc%C4%B1lar_hukuku (13.10.2018)
TBMM Araştırma Merkezi, Ülke Anayasalarında Vatandaşlık Tanımları, 2011. https://anayasa.tbmm.gov.tr/docs/vatandaslik_tanimlari.pdf (11.10.2018)
Türk Dil Kurumu, “Yabancı”, http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.5bc 3807c224391.28184964 (12.10.2018)
Türk Vatandaşlığı Kanunu, www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.5901.pdf (10.10.2018)
Yabancılar Hukuku Ders Notu , https://alonot.com/yabancilar-hukuku-ders-notu/ (13.10.2018)
Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu, www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.6458.pdf (10.10.2018)

DİPNOTLAR

1- Ergin ERGÜL,” Uluslararası Hukuk ve Türk Mevzuatında Yabancı Kavramı ve Türleri”, Türk İdare Dergisi, Aralık 2012, Sayı 475, s.214.

2- Türk Dil Kurumu, “Yabancı”

http://www.tdk.gov.tr

3- Vahit DOĞAN, Türk Yabancılar Hukuku, Savaş Yayınevi, Ankara, 2017, s.5.

4- ERGÜL, s.215.

5- ERGÜL,s.216.

6- Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu, m.3, s.12020-1, www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.6458.pdf (11.10.2018)

7- Türk Vatandaşlığı Kanunu,m.3, s.10441, www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.5901.pdf (11.10.2018)

8- Prof Osman Fazıl Berki, “Türkiyede Yabancılar Hukuku”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, s.172, http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/38/329/3315.pdf (11.10.2018)

9- TBMM Araştırma Merkezi, Ülke Anayasalarında Vatandaşlık Tanımları,2011, 1https://anayasa.tbmm.gov.tr/docs/vatandaslik_tanimlari.pdf (11.10.2018)

10- Türk Vatandaşlığı Kanunu,m.5-9, s.10441-10442, www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.5901.pdf (11.10.2018)

11- DOĞAN,s.6.

12- Rehber Ansiklopedi,” Yabancılar Hukuku”, https://www.turkcebilgi.com/yabanc%C4%B1lar_hukuku (12.10.2018)

13- Bülent Çiçekli, Yabancılar Hukuku, 4. Baskı, Ankara 2013, s.25.’dan aktaran Mehmet Kavuk, “Yabancılar Hukukunda Vatansızlar ve Mülteciler”, İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Yıl:14 Güz Sayı:28 2015/2 s.182.

14- DOĞAN, s.7.

15- ERGÜL, S.218.

16- DOĞAN, s.8.

17- 05.09.1961 tarih ve 10898 sayılı Resmi Gazete, Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Sözleşmenin Onaylanması Hakkındaki Kanun’dan aktaran; DOĞAN,s.10.

18- DOĞAN, s.12.

19- ERGÜL, s.220.

20- Rona Aybay, Vatandaşlık Hukuku, İstanbul,2004,s.158-159; Vedat Raşit Seviğ, Türkiye’nin Yabancılar Hukuku, İstanbul, 181, s.15 ; Aysel Çelikel/ Günseli Öztekin Gelgel, Yabancılar Hukuku, b.23, İstanbul , 2017, s.20; Selim Levi, Yabancıların Taşınmaz Mal Edinimi, İstanbul,2006, S.21. kaynaklarından aktaran DOĞAN, s.13.

21- DOĞAN, s.13-16

22- DOĞAN, s.17.

23- ERGÜL, s.224.

24- DOĞAN, s.17.

25- DOĞAN,s.24.

26- “Yabancılar Hukuku Ders Notu” , https://alonot.com/yabancilar-hukuku-ders-notu/ (13.10.2018)

27- Seyid Buhraneddin Kamacı, “Yabancılar Hukuku” , http://www.turkhukuksitesi.com/makale_1362.htm (14.10.2018)

(Visited 896 times, 3 visits today)

Last modified: Ocak 14, 2023

Kapat
error: İçerik Korunmaktadır / Content is protected !!