CÜRETKARLIK, ÖZGÜVEN VE DİNLEMEK
Zamanla beraber ahlak ve değerler de değişiyor. Hep değişti, değişecek de insanın yaşama şekillerine göre.
Algılayış biçimlerimiz eskiden sadece yüz yüze görüşebildiklerimiz ile beraber şekillenirken, artık bilincimiz dünyadaki milyarlarca veriye aynı anda erişebiliyor.
Ve bu durum, kadir olduklarımızla ilgili hem bir gelişme ihtimaline hem de bir yanılsamaya düşmeye aynı anda olanak tanıyor…
Bugün cüretkarlık ve özgüven arasındaki farka değinmek istiyorum.
Özgüven bir yapma, bir eylem becerisi gibi etken bir durum olarak görünse de aslında bir dinleme becerisidir. İçimizde oluşan bir durumun sonucudur.
Dinleme becerisinin getirisi aslında bizi özgüvenli kılan şeydir. Başta kendini dinlemek ve devamında dışta olup bitenleri, durumları ve insanları dinlemek.
Dinlemek sadece kulak ile yapılan bir eylem değil. Kulak “duyar”. Dinlemekse tüm varlıkla yapılan bir eylem. Dinleme eyleminde ruh, kalp, zihin ve beden tümüyle çalışır.
Tüm bu içsel ve dışsal dinleme; bunu yorumsuz ve önyargısız bir şekilde yapabildiğimizde, bizi akışa ve o an ki oluşa dair doğru verilere ulaştırır.
Olaylar gelişirken, akışa dair doğru verilere dolaysızca, kendi bilincimizle ulaşabildiğimizi görüp, buna şahit olduğumuzda da içimizde kendiliğinden beliriveren bir algı durumudur özümüze güvenmek.
Yani, doğru verilere ulaşabilen bu dolaysız bilinç haline erişebildiğimizde özgüven kendiliğinden oluşuverir.
Cüretkarlık ise herhangi bir durumda verileri değerlendirmeden, hatta verilere ihtiyaç bile duymadan, yapabileceğini veya hakkı olduğunu düşünme halinden kaynaklanır.
Çoğunlukla çarpışma, karmaşa ve elde edilmek istenen şeyin kaybına yol açar. Hemen olmazsa da zamanla birikip daha büyük karmaşalara, kayıplara neden olur.
Cüretkarlık; anı, akışı dinlemek istemeyen kişilerin, verisiz ve bilinçsizce kendini olumlama, veya üstün görme çabasından gelir çoğunlukla.
Özgüven durumu; ancak tüm benliğimizle oluşturduğumuz farkındalıktan gelebilir ve farkındalık da dinleme-algılama olmadan oluşamaz.
Cüretkarlık ise bilinçsizlikten doğar ve zihnin kendini aklama veya beceremediklerini yoksayma yöntemi olarak işlev görür.
Bizler özgüvenin daha rahat ortaya çıkabildiğini düşündüğümüz bir çağda olsak da cüretkarlık da bir yanda işliyor herşeye.
Şarkılara, sanata, konuşmalara, dolayısıyla kültüre…
Kendini dinlemeden kendine iman edenleri, öteyi dinlemeden öteye söylenip kızanları çoğaltıyor.
Dinlemeyi ve anlamayı diliyorum hepimize…
Demircan Demir ~ 20.11.2022
*Bu yazı ilk kez Usturuplu Saçmalık‘ta yayımlanmıştır.
baskafelsefe Cüretkarlık demircan demir Dinlemek Özgüven Usturuplu Saçmalık
Last modified: Ocak 14, 2023