Bilincin Kaptanı
Makul insan yok, iyi insan da..
Sadece anlaşabildiklerimiz veya anlaşamadıklarımız var..
Öteki kişilerin de çocuk, bebek, büyük veya yaşlı faketmeden, aynı bizim gibi kendi bilinci ile ilgili kararlar verdiğini anlamak istemeyiz..
Çocuğu yetkin değil diye kendi bilinci ile ilgili karar verme mekanizmasından muaf tutarız..
Hoşlanmadığımız birini bizim hayatımıza etki etmesini istemediğimizden uzakta tutmak adına eleriz..
Yaşlı birini kafası yerinde değil diyerek ciddiye almayız..
Sevdiğimizi kendi kararımızın ortağı sayarız; bu yüzden de çoğunlukla, tekil ve tamamen kendinden sorumlu bir bilinç ciddiyetiyle onu ele almayız..
Belki bir canlıyı tamamen kendi bilinciyle ilgili karar verme yetkinliğinde sayma ciddiyetini, ancak birini ruhsal bi yol gösterici olarak saydığımızda tam olarak gösteririz; o da buna ikna olduğumuz anlarda..
Halbuki tüm hatalarıyla, tüm cehaletiyle, tüm güçsüzlüğüyle de olsa her bilincin kaptanı o kişinin kendisidir..
Zordur ötekinin kendiliğindenliğine saygı duymak..
Kaptanın Bilinci
Varlıkların içinde doğuştan var olan, kişiye özel, öğrenme ve algılayıp çözümleme becerisine saygı duyulmayan bir bakış açısıyla oluşan sistem, kurulum veya durumlardan dönüşüm ve farkındalık beklemek.. ahmaklık olur.
Ve bu devletler veya şirketler gibi büyük kurumlardan/oluşumlardan beklenecek birşey de değil; bireysel ve kişisel ilişkilerde başlayan bi durumdur. Ancak bu şekilde büyük ölçeğe yayılabilir.
Dolayısıyla insanlara ilk gösterilmesi gereken şey, birebirde, yaşanan durumlar ne kadar sert olursa olsun, kendinin ve karşısındakinin, anlama ve değerlendirme becerisine saygı duymaktır..
Hangi yaştan olursa olsun (özellikle çocuklarda) aksi hal acziyet tohumu eker ve muhtaçlık veya iç saygı yoksunluğu durumu yaratır.
“Çocuktur anlamaz“, “korkar aman“, “o başa çıkamaz“, “ah yazık” vs gibi yaklaşımlar aslında karşıdakinin kendi bireysel algısını ve becerilerini kullanmaktan onu alıkoyar.
İnsanlar genelde sert durumlarda kendi denge sınırlarını koruyamamaktan ve kontrol dışı şeyler yapmaktan korktukları için, yukarıdaki gibi “yok o anlamaz“, “yazık” vs gibi durumları icat ederler ..
Dolayısıyla kişisel farkındalık ve beceriler iki tarafta da bu açıdan gelişmez.
Tartışmaktan çekinen ama aşırı öfkeli ve öfkesini kontrol edemeyen veya içine kapanıp kendini anlatamayan insanlardır aslında bu şekilde icat edilen..
Serbest bırakın kendinizi ve karşınızdakine saygı duyun.
Emin olun her canlı yaşadığı durumla başa çıkacak donanıma ve kendisi aşırıya kaçtığında idrak edecek bi dimağa sahiptir..
Yeter ki baştan bastırılmadan, iki taraf da kendi içsel dünyasındaki becerilerine ve ötekininkine de saygı duysun ve bu içsel bağlantıyı kurabilsin..
Güvenli suların bağımlılığıdır mazlum ve zalimi yaratan ..
bilincin kaptanı demircan demir gülü deren kendilik öteki vukuat
Last modified: Ağustos 30, 2023